Online TerapiDanışan Yorumları

Psikoterapi Yolculuğum (By Protokol Dergisi Röportajım)

1)Gülcem Yıldırım kimdir kısaca okuyuculara kendinizden bahsedermisiniz?

Konya’da doğdum, ilk, orta ve lise eğitimlerimi Konya’da tamamladım. 2005 yılında Dokuz Eylül Üniversitesini kazanarak İzmir’e gittim. İzmir öğrenci açısından çok güzel bir şehir, her türlü imkan var, büyük şehir havasında küçük şehir tadında diyorum İzmir için. Benim en büyük hayalim İstanbul’du ama, o zamanlar da hep ilerde İstanbu’da yaşacağımın hayalini kurardım. Lise ve üniversite yıllarımda çok kitap okurdum, özellikle şiir kitapları. Şairlerin, yazarların İstanbul’a olan sevgisi beni hep çok etkilemiştir. Şimdi hayalini kurduğum şehirde, hayalini kurduğum işi yapıyorum. İnsan sevdiği işi yaparsa çalışmış sayılmazmış.

İstanbul’a gelişimle birlikte Psikiyatrist Tahir Özakkaş’ın Bütüncül Psikoterapi Eğitimine başladım. Psikoterapiyi ondan öğrendim. Şimdi dönüp baktığımda kendimi çok şanslı görüyorum.

2)Gülcem Hanım bu uzmanlık alanını tercih etme sebebiniz nedir?

Yunus Emre şöyle diyor bir şiirinde;

İlim ilim bilmektir

İlim kendini bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ya nice okumaktır

Benim kendime olan merakım çok fazla, dolayısıyla insana olan merakım da çok fazla, bu uzmanlık alanını tercih etmemin en önemli sebebi de budur aslında. Genellikle bu uzmanlık alanını tercih edenler için insana yardım etmenin en büyük motivasyon kaynağı olduğu zannedilir. Bu doğru bir bilgi olmakla beraber eksik bir bilgidir bence. İnsanların hayatına dokunmak, insanlara faydalı olmak için insanı merak etmek gerekir öncelikle. İç dünyasında ne oluyor da böyle davranıyor, neden böyle hissetti, bu düşüncenin kaynağı ne acaba. Bu soruların hepsinin cevabını danışanınızı merak ederseniz alırsınız. Danışanınızı merak ettiğinizde onun iç dünyasında çeşitli açılımlar oluyor. O da kendisini merak etmeye başlıyor. Hakikaten ya ben neden böyle hissettim, bu düşünceye kapılmama sebep olan neydi, aynı davranışı neden sürekli tekrar ediyorum demeye başlıyor. Danışan kendine sorduğu soruların cevabını buldukça iyileşiyor, değişiyor, özgürleşiyor. Orda işte ikinci kısım kendiliğinden devreye girmiş oluyor, danışana yardım ediyorsunuz.

3)Danışanlarınız en çok hangi şikayetle geliyor? Siz nasıl bir yöntem izliyorsunuz.

psikolog gülcem yıldırımDanışanlar en çok ikili ilişkilerdeki anlaşmazlıklar, ayrılık ya da bir yakınını kaybetmeyle geliyor. Fakat son zamanlarda kendimi tanımak istiyorum, hayatımda yanlış giden bir şeyler var bunu değiştirmek istiyorum diyerek gelen danışan sayısı da artmaya başladı. Bu danışanlar bana umut veriyor. Türkiye’de psikoterapi kavramı çok yeni bir kavram. Belki 30 yıldır üniversitelerde, psikoloji bölümlerinde kullanılıyordur. Halk arasında kullanımı ise 10 yılı geçmez.

Psikoterapi kavramının kullanılmaya başlamasındaki en büyük etkense teknoloji. İnsanlar artık ruhsal olarak sıkıntı yaşadıklarında bunun bir uzmandan yardım alarak geçeceğinin bilgisiyle geliyor. Eskiden insanlar psikoloğa gitmeyi gereksiz olarak görüyordu. Ruhsal sıkıntıları kendi kendine geçecek, aslında kendi elinde olan bir rahatsızlık gibi algılıyordu. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte her yerde ruhsal sıkıntılarla ilgili makaleler, yazılar, paylaşımlar var, insanlar yaşadıkları sıkıntıları başkalarının da yaşadığını okuyup, izledikçe bunun kendisine has bir problem olmadığını fark ediyor. Hatta yaşadığı ruhsal sıkıntının bir adı olduğunu görüyor.  Bazı danışanlar kendilerine teşhis koyarak gelmeye başladı. Bu uygun bir şey değil tabi. Teknoloji doğru kullanıldığında ve doğru bilgiye ulaşıldığında kişinin kendisini tanıması için çok faydalı bir araç bence.

Psikoterapide kullandığım teknik ise bütüncül psikoterapi tekniği. Yani danışanın ihtiyacına göre hangi tekniği kullanacağımı belirliyorum.

4)Peki neden en çok ikili ilişkilerde yaşanan anlaşmazlıklar ilk sırada? Bununla ilgili görüşünüz nedir?

Yakın ilişkiler kişinin iç dünyasında bir hareketlenme yaratıyor. Bizim çocukluk döneminde yakın ilişki kurduğumuz kişiler anne, baba, teyze, dayı gibi ailenin içinden, çocuğa bakım veren, çocuğun sürekli gördüğü kişiler. Biriyle sevgili olduğunuzda, evlendiğinizde o kişi çocukluktaki ebeveynlerle kurulan ilişkideki anıları ateşliyor. Dolayısıyla ayrılık çok sancılı bir süreç oluyor. Kişi bir arkadaşı onunla görüşmek istemediğinde ya da uzaklaştığında buna üzülüyor bir süre sonra o duygusunu yatıştırabiliyor. Fakat bu kişi sevgili, eş, ya da parter olduğunda bu duyguya dayanamıyor. Yapılan araştırmalar da bunu kanıtlar nitelikte. Aşk acısı beyinde bağımlılık yapan bir maddenin eksikliğine benzer bir duygu yaratıyor. Yani uyuşturucu bağımlısı bir kişi nasıl ki uyuşturucu eksikliğinde acı çekiyorsa aşk acısı da aynı şekilde acı veriyor. Danışanlar bu duyguya dayanamayıp bununla ilgili bir destek alma yoluna gidiyor.

5) Psikoterapiden sonra hep mutlu mu olacağız? Psikoterapi bize bunu mu vadediyor?

Logoterapinin kurucusu Rollo May bir kitabında şöyle diyor ‘Sıkıntı insan olmanın meslek hastalığıdır’. Rollo May’in bu sözünü sık sık kullanırım danışanlarıma. Hep mutlu olacağız diye bir şey yok. Her zaman mutlu olmak, mutluluk peşinde koşmak çağımızın en büyük rahatsızlıklarından biri. İnsanlara sürekli mutlu olması gerektiğini dayatan bir reklam furyası var. Çikolata yiyerek mutluluk vadediyor, komik video izleterek mutluluk vadediliyor, bilgisayar oyunu oynatarak mutluluk vadediliyor. Dolayısyla insanlar hep mutluluk peşinde koşması gerektiğine inandırılıyor. Mutluluk veren malzemeler tükendiğinde ya da azaldığında ise kişi kaygıya kapılıyor. Bu defa da kötü hissetmemek için yemeye başlıyor. Yani durum tam tersine dönüyor.

Sürekli mutlu olmak beynimizin de istediği bir şey değildir aslında. Bizim beynimiz çoğunlukla dingin olmak ister. Huzur dediğimiz, içinde yüksek duyguların olmadığı durumda kalmak ister. Olumlu duyguda da olumsuz duyguda da uzun süre kalmak istemez. Çünkü her iki duygu da amigdalada yüksek ateşlenme yaratır.

Danışanlar süreçte elbette kötü hissedecek. Dışarda olup bitenleri kontrol edemeyiz, fakat onları nasıl göğüsleyeceğimiz bizim elimizdedir. Yani yaşanan olumsuz bir olaya üzülmek kadar daha insani bir şey yoktur hayatta. Buradaki önemli nokta şudur, yetişkin bir insan olarak üzülmek, yetişkin bir insan olarak kırılmak, yani yetişkin bir insanın davranışına sahip olmak.

5) Gülcem hanım son olarak okuyuculara söylemek istedikleriniz nelerdir ?

İnsanların çoğu potansiyelinin altında işlerde çalışıyor, potansiyelinin altında bir kazanca sahip. Bunun en önemli sebebi ise çocukluk döneminde yaşanan sıkıntılar, aileden yeterince ilgi, sevgi, anlayış ve destek görmemek. İnsanlar bunun kader olduğunu zannediyor. Çocuklukta yaşanan hiçbir şeyden sorumlu değiliz ancak bugün yetişkin olarak kendi hayatımızdan sorumluyuz. Herkesin bir kez yaşama hakkı var, dolayısıyla yaşadıkları sıkıntıları hayat boyu sürdürmelerine gerek yok. Çok güzel psikoloji kitapları var, internette çok faydalı makaleler var. Kendileriyle tanışsınlar. Kendi hayatlarının sorumluluğu alıp, gerekirse bir uzmandan destek alsınlar.

Psikoterapist – Aile Danışmanı Gülcem Yıldırım

Bakırköy Psikolog

Bakırköy Psikolog | Psikoterapist - Aile Danışmanı Gülcem Yıldırım; kişilik bozuklukları, emdr, eft, bireysel psikoterapi alanlarında çalışan, Ataköy Psikolog, Bahçelievler Psikolog adreslerinde de hizmet vermektedir.

Kişilik Bozuklukları

Kişilik bozukluğu kişinin çevreye uyumunu, günlük işlevselliğini bozan, kendinde gerilim- kaygı hali oluşturup, içinde yaşanılan kültürün beklentilerinden sapma gösteren, süreklilik taşıyan bir hal alması durumunda bahsedilen bedensel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir....

EMDR

EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla giderilmesini sağlamıştır.

Bireysel Psikoterapi

Psikoterapi Nedir?

Bireysel Psikoterapi dediğimiz zaman yetişkin bir bireyin günlük yaşantısını etkileyen, bozan ya da sekteye uğratan her türlü ruhsal sıkıntıdan söz etmek mümkün. Normalliğin tanımı yapılırken hep şu ifade kullanılır, kişinin kendi iç dünyasıyla barışık, sosyal çevresiyle uyumlu bir hayat yaşaması.

Psikolog Bakırköy

Ataköy Psikolog | Psikoterapist - Aile Danışmanı Gülcem Yıldırım, psikoterapi desteği görmek isteyen kişinin hayatında yanlış giden bir şeyler olduğunu fark etmesi ve bununla ilgili değişime açık olmasını bekleriz. Çoğu zaman bireysel danışma için başvuran danışanların arzusu iyi hissetmektir. Bu çok doğal bir istek olmakla beraber danışmanın süreciyle uyuşmaz. Psikoterapiye gelen danışanlar hayatlarında yapacakları her değişiklikten sonra kötü hisseder. Bunun sebebi beynin bir konfor alanı vardır. hep aynı şeyleri yapmak ister, hep aynı yoldan yürümek ister, evde bile hep aynı koltukta oturmak ister. Dolayısıyla kişi psikoterapi sürecinde hayatıyla ilgili yaptığı her değişiklikte kaygı, korku, endişe gibi bilinmezliğin getirdiği doğal duygularla karşılaşır. Bu süreç geçici olmakla beraber kişinin danışmadaki beklentisiyle uyuşmazlık gösterir çoğu zaman.

Seans Odasında Ne Olur?

Psikoterapi odası kişinin zaman zaman canının acıdığı, ağladığı, üzüldüğü, şaşırdığı, farkındalığının arttığı, ilişki kurma yetisinin kuvvetlendiği kendine bakma yeridir. Kişi bu odada kendisiyle tanışır, neyi sevdiğini, hangi durumlarda öfkelendiğini, neyin onu üzdüğünü, aslında kim olduğunu görür. Uzun, keyifli, zorlu, umutlu bir yolculuktur. Bu yolculuğun sonunda ithaki(mutluluklar ülkesi) ülkesi yoktur.

Bahçelievler Psikolog

Bahçelievler Psikolog | Psikoterapist - Aile Danışmanı Psikolog Gülcem Yıldırım: Hayat devam ettikçe kötü duygular da devam eder, kayıplar, üzüntüler, öfkeler hepsi devam eder. Psikoterapide kişi bu duygularla nasıl başa çıkacağını öğrenir. Duygularıyla savaşmak yerine onları kabul edip, varolmasını izin verip, onları seyretmeyi öğrenir. Hissettiklerinin anlamını kendi kendine bulmayı öğrenir. Arkadaşım öyle dediği için bu kadar üzüldüm, annem şöyle davrandığı için öfkelendim, bu kadar çok çalıştığım için bunaldım demeyi öğrenir.Psikoterapiden sonra çocukluğunda yaşadığı problemlerle bugün karşılaştığında duygusu daha hafif olur. Çocuklukta üzüntü veren anıların duygusu boşaldıkça kişide hafifleme, genişleme, özgürleşme duyguları olur. Psikoterapi sürecinden sonra eskisi kadar yüksek duyguları olmaz. Eskisi kadar dibe çökmez. Üzüntüsü daha az ve geçici olur. Çocukluğunda yaptığı, iyi hissettiren davranışları bulmak da psikoterapi sürecinin ilerlemesinde kişiye çok katkı sağlar. Çocukluğunuzda yaptığınız, iyi hissettiren davranışları bugün yapmak kişinin iyileşmesini sağlar. Sebebi kişinin kendisiyle bağ kurmasıdır, kendi gerçek kimliğiyle bağ kurması.

Psikoterapi sürecinde bireysel psikoterapi konusunda destek verdiğim ruhsal problemleri şu şekilde sıralayabilirim;

Depresyon, Kayıp ve yas danışmanlığı, fobiler, Travma ve iyileşme, Panik Atak, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Bağımlılık, Özgül Fobi, Sosyal Fobi, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Kişilik Bozuklukları

Online Danışma Nedir? Online Danışmanın Faydaları

Online danışma ile olan talep teknolojinin ve internet kullanıcılarının günümüzde hızla artması ile beraber ciddi oranda artış göstermiştir. İnternet kullanımının yaygınlaşması, bütün dünyaya erişimi tek bir tuşa indirgemiştir. Ülkemizde henüz çok yaygın olmasa da, dünyada yaygın olarak kullanılan online danışmanın ükemizde de çok yakın bir gelecekte hızla yaygınlaşacağı kanaatindeyim.

Günümüzde zaman, ulaşım ve yoğun iş şartları nedeniyle pek çok kişi yüz yüze psikoterapi desteği almakta zorlanıyor. Hal böyle olunca psikoterapi desteği almak için online psikoterapiye olan ilgi ve talep gitgide artıyor. Online psikoterapi özellikle; yurt dışında bulunup dil sorunu nedeniyle psikoterapi desteği alamayan kişiler, yoğun iş temposundan dolayı zaman bulamayanlar, içe dönük kişiler, hali hazırda psikoterapi desteği alırken şehir ya da ülke değişikliği yapanlar ve herhangi bir sebepten yüz yüze terapiyi tercih etmeyenler için kurtarıcı bir nitelik taşıyor.

Online Danışma Nasıl Yapılır? Online Psikolog

Online Danışma ;internet üzerinden görüntülü ve sesli olarak gerçekleştirilen bir psikoterapi hizmetidir. Online Danışma uygulaması genellikle Skype üzerinden yapılır. Bu psikoterapi seansları için internet bağlantınızın,bilgisayarınızın ya da telefonunuzun olması yeterlidir. Online Danışma sırasında sessiz, rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortam olması gerekir.



Zuhuratbaba Mah. İncirli Cad. No:47 Osmancık Apt. Kat:1 daire 2, Bakırköy